UPS

UPS Kaç KVA Seçilmelidir? İhtiyaca Göre UPS Seçimi Nasıl Yapılır?

UPS KVA Seçimi, yalnızca bir UPS cihazı satın alma sürecinden çok daha fazlasıdır; iş sürekliliğini korumak, veri kaybını önlemek ve bağlı ekipmanların ömrünü uzatmak için stratejik bir planlama gerektirir. Doğru kapasitenin belirlenmesi, bağlı cihazların toplam güç ihtiyacının gerçekçi şekilde hesaplanması, başlatma akımlarının ve ani yük değişimlerinin dikkate alınması, güç faktörü ve verim değerlerinin doğru yorumlanması ve gelecekteki büyüme ihtiyacına yönelik pay bırakılması gibi birden fazla teknik değişkenin birlikte değerlendirilmesiyle mümkün olur. Bu nedenle UPS seçimi, hem teknik hem de operasyonel gereksinimlerin dengelendiği kapsamlı bir analiz sürecidir.

UPS KVA Seçimi Neden Kritik?

UPS kapasitesinin doğru belirlenmesi, elektrik kesintilerinde ve şebeke düzensizliklerinde bağlı cihazlarınızın güvenle çalışmasını sağlar. Kapasite eksik seçildiğinde, UPS sık sık aşırı yüke girebilir, alarm verebilir ve korumayı devreden çıkarabilir. Bu durum veri kaybına, üretim duruşlarına ve kritik uygulamalarda operasyonel risklere yol açar. Aşırı kapasite seçimi ise gereksiz maliyet, daha büyük gövde, daha fazla ısı üretimi ve akü bankalarında lüzumsuz büyüklük anlamına gelir. Dolayısıyla hedef; “yetersiz” ile “israf” arasındaki optimum noktayı yakalamaktır.

Kapasite planlaması ayrıca akü ömrünü ve yedekleme süresini de etkiler. UPS’ler genellikle nominal yükün belirli bir yüzdesinde en verimli çalışır. Sürekli tam yüke yakın çalışmak ısıyı artırır, akülerin daha hızlı yıpranmasına neden olur ve uzun vadede toplam sahip olma maliyetini yükseltir. Tersine, makul bir marjla çalışan UPS, daha düşük ısı üretir, aküler daha az zorlanır ve bakım periyotları daha öngörülebilir hâle gelir.

UPS KVA Seçimi İçin KVA Nedir, Watt ile Arasındaki Fark Nedir?

KVA (kilovolt-amper), görünür gücü ifade eden bir birimdir; Watt (W) ise aktif gücü, yani iş yapan gücü temsil eder. İkisi arasındaki ilişki, güç faktörü (Power Factor, PF) ile kurulur: Watt = kVA × PF. Çoğu UPS, etikette nominal kapasitesini kVA olarak belirtir. Ancak bağlı cihazlarınızın toplam Watt cinsinden gücünü ve sisteminizin güç faktörünü bilmeden doğru kapasiteyi seçmek mümkün değildir.

Örneğin güç faktörü 0,8 olan bir sistemde, 10 kVA’lık UPS’in sağlayacağı aktif güç yaklaşık 8 kW civarındadır. Modern sunucu güç kaynakları ve bazı endüstriyel sürücüler yüksek güç faktörüne (0,9–0,99) sahip olabilirken, bazı motorlu yüklerde PF daha düşük olabilir. Kısacası, yalnızca kVA değerine bakmak yanıltıcıdır; toplam Watt ihtiyacınız ve tahmini güç faktörünüzle birlikte değerlendirme yapılmalıdır.

Toplam Yük (Watt/VA) Nasıl Hesaplanır?

Doğru kapasite için ilk adım, UPS’e bağlanacak cihazların listelemesi ve her birinin nominal güçlerinin belirlenmesidir. Cihaz etiketlerindeki Watt (W) veya Volt-Amper (VA) değerlerini toplayın. Eğer yalnızca akım (A) ve gerilim (V) belirtilmişse, tek faz için yaklaşık Watt ≈ V × A × PF formülüyle, üç faz içinse Watt ≈ √3 × V × A × PF formülüyle aktif gücü hesaplayabilirsiniz. Ardından toplam Watt’ı, beklenen güç faktörüyle VA’ye çevirerek kVA ihtiyacını türetebilirsiniz.

Pratik yaklaşım için şu adımları izleyin:

  • Tüm cihazları ve nominal güçlerini tabloya yazın (W veya VA).
  • Sürekli çalışacak ve UPS’e bağlanması şart olan cihazları işaretleyin (kritik yük).
  • Eş zamanlı çalışmayacak cihazlar varsa (örn. yedek sistemler), bunları not alın.
  • Toplam Watt değerini bulun; sistem güç faktörünü (PF) makul şekilde varsayarak kVA’yı hesaplayın: kVA ≈ Watt / PF / 1000.

Örnek: Toplam 5400 W yük ve PF ≈ 0,9 ise kVA ≈ 5400 / 0,9 / 1000 ≈ 6 kVA. Bu yalnızca teorik alt sınırdır; başlatma akımları, gelecekteki büyüme ve yedekleme süresi hedefleri için marj eklenmelidir.

Başlatma Akımı ve Ani Yükler Nasıl Dikkate Alınır?

Birçok cihaz, özellikle motor içeren yükler (klimalar, pompalar, kompresörler) ve bazı güç kaynakları ilk çalışma anında nominal akımının birkaç katı kadar kısa süreli akım çekebilir. Bu inrush (başlatma) akımı, UPS’in anlık aşırı yük kapasitesiyle karşılanamazsa UPS korumaya geçebilir veya çıkış gerilimi düşebilir. Bu nedenle, UPS kapasitesini belirlerken yalnızca sürekli gücü değil, kısa süreli pikleri de göz önünde bulundurmalısınız.

Yaklaşım önerileri:

  • Motorlu yükler için datasheet’te “Locked Rotor Amps (LRA)” veya “Starting Current” değerlerine bakın.
  • Aynı anda devreye girecek cihaz sayısını azaltmak için kademeli başlatma (soft start/sequential start) stratejisi planlayın.
  • UPS’in anlık aşırı yük toleransı (örn. 10 saniye boyunca %150 yük) değerini kontrol edin.
  • Gerektiğinde yumuşak yol verici veya VFD (sürücü) gibi çözümlerle başlatma akımını düşürün.

Kritik ve Kritik Olmayan Cihazları Nasıl Ayırırız?

Tüm yüklerin UPS’e bağlanması gerekmeyebilir. Kapasiteyi ve maliyeti optimize etmek için yükleri kritik ve kritik olmayan olarak sınıflandırın. Kritik yükler; veri kaybına, üretim durmasına veya güvenlik riskine yol açabilecek cihazlardır (sunucular, ağ ekipmanları, PLC’ler, medikal cihazlar, ödeme terminalleri vb.). Kritik olmayan yükler (bazı aydınlatmalar, ikincil ofis ekipmanları) şebekeden veya farklı bir UPS hattından çalıştırılabilir.

Bu ayrıştırma, hem kapasite gereksinimini düşürür hem de akü yedekleme süresini kritik ekipman lehine artırır. Ayrıca kritik yüklerin ayrı bir hat üzerinde toplanması, bakım ve test süreçlerini kolaylaştırır. Büyük tesislerde; “A UPS hattı” (yüksek öncelik) ve “B UPS hattı” (düşük öncelik) gibi ayrımlar yaygındır; böylece kesintide önce A hattı korunur, gerekirse B hattı kontrollü şekilde devreden çıkarılır.

Kullanıma Göre UPS Türü Seçimi (Online vs Line-Interactive)

Line-Interactive UPS sistemler, ev/ofis ortamlarında, orta düzey şebeke dalgalanmaları olan senaryolarda tercih edilir. Otomatik voltaj regülasyonu (AVR) ile gerilim dalgalanmalarını düzeltir, kısa kesintilerde hızlı devreye girer ve genellikle daha ekonomiktir. Ancak çok hassas ekipmanlarda veya şebeke kalitesinin kötü olduğu yerlerde yeterli olmayabilir.

Online (Double-Conversion) UPS sistemler, AC’yi DC’ye, ardından tekrar AC’ye çevirerek çıkışı sürekli izole eder ve gerçek sıfır geçiş süresi sağlar. Veri merkezleri, tıbbi cihazlar, endüstriyel otomasyon hatları gibi kritik uygulamalar için idealdir. Harmonik distorsiyonları ve gürültüleri daha iyi filtreler, hassas cihazlar için daha stabil bir hat sunar. Dezavantajları; daha yüksek maliyet ve bazı modellerde daha düşük verim olabilir; ancak kritik senaryolarda bu bedel iş sürekliliği için çoğu zaman haklıdır.

UPS KVA Seçimi: Ev, Ofis ve Endüstriyel Kullanımlar İçin KVA Önerileri

Aşağıdaki öneriler, tipik güç faktörleri ve eş zamanlı çalışma varsayımlarıyla hazırlanmış yaklaşık değerlerdir. Her zaman gerçek ekipman etiketlerine ve proje şartlarına göre revize edilmelidir.

  • Ev/ofis (modem, router, 1–2 bilgisayar, birkaç monitör): 1–2 kVA Line-Interactive UPS çoğu durumda yeterlidir. Yedekleme süresi talebine göre akü kapasitesi ayarlanır.
  • Küçük ofis (NAS, küçük sunucu, switch, firewall, birkaç iş istasyonu): 2–3 kVA Online veya Line-Interactive (şebeke kalitesine bağlı). Kritik çekirdek IT cihazları için Online UPS tercih edilebilir.
  • Ajans/atölye (render istasyonları, depolama, kalibrasyon cihazları): 3–6 kVA Online UPS, yüksek başlatma akımı yapan cihazlar varsa marj artırılmalı.
  • Küçük üretim hattı (PLC, HMI, sensörler, küçük motor sürücüleri): 6–10 kVA Online UPS. Motorlu yüklerin başlatma akımları ve eş zamanlı devreye girişleri planlanmalı.
  • Orta ölçekli sistem (birden fazla rack, sanallaştırma altyapısı): 10–20 kVA Online UPS; paralel/yedekli (N+1) topoloji düşünülebilir.
  • Endüstriyel tesis (çoklu sürücüler, proses kontrol, SCADA): 20 kVA ve üzeri modüler Online UPS’ler; dağıtık UPS yaklaşımı (kritik hücrelere özel) çoğu zaman daha verimlidir.

Bu öneriler başlangıç noktasıdır. Gerçek ihtiyaçlar; cihaz sayısına, güç faktörüne, başlatma karakteristiklerine ve hedeflenen yedekleme süresine göre değişir. Özellikle endüstride sahaya özel ölçüm ve analizle kapasite netleştirilmelidir.

Gelecek Büyümeye Karşı %20–30 Kapasite Payı Nasıl Bırakılır?

UPS kapasitesi yalnızca bugünün ihtiyacını değil, yakın vadede öngörülen artışı da karşılamalıdır. Genel pratik; toplam sürekli yük hesabı yaptıktan sonra en az %20–30 marj eklemektir. Bu marj; yeni cihaz eklemeleri, yazılım güncellemeleriyle artan donanım tüketimi veya üretimde eklenen hatlar gibi durumlarda nefes payı sağlar.

Marj planlarken dikkat edilmesi gerekenler:

  • Gerçek büyüme planı: 6–24 ay için kapasite projeksiyonu çıkarın.
  • Fazla marjın bedeli: Aşırı büyük UPS boşta verimsiz çalışabilir; makul yüzde aralığı seçin.
  • Modüler yaklaşım: Büyümeyi parça parça karşılamak için modüler/ölçeklenebilir UPS mimarileri düşünün.
  • Soğutma ve altyapı: Daha büyük UPS, daha fazla ısı ve alan demektir; mekânsal gereksinimleri baştan planlayın.

Akü Kapasitesi ve Yedekleme Süresi KVA Seçimini Nasıl Etkiler?

KVA değeri, UPS’in yükü taşıma kapasitesini belirler; ancak yedekleme süresi büyük ölçüde akü bankasının enerji kapasitesine (Ah/Wh) bağlıdır. Aynı kVA değerine sahip iki UPS’ten, daha büyük akü bankası olan daha uzun süre destek verir. Bu nedenle hedeflenen backup süresi (ör. 10, 15, 30, 60 dakika) daha baştan belirlenmeli ve akü mimarisi (VRLA, AGM, Jel, Li-ion) buna göre planlanmalıdır.

Akü planlamasında göz önünde bulundurulacak başlıklar:

  • Yük profili: Yedekleme sırasında tüm cihazlar tam kapasite çalışır mı? Bazı yükleri düşürüp süreyi uzatmak mümkün mü?
  • Deşarj oranı: Kısa sürede yüksek güç çekilen senaryolarda akü gerilimi daha hızlı düşer; doğru deşarj eğrileriyle hesap yapılmalı.
  • Ortam sıcaklığı: Akü ömrü ve kapasitesi sıcaklığa duyarlıdır; 20–25°C bandı idealdir.
  • Yaşlanma payı: Aküler zamanla kapasite kaybeder; tasarımda %15–25 yaşlanma payı bırakın.

Verim, Güç Faktörü (PF) ve Harmonikler Hesaba Nasıl Katılır?

Verim (efficiency), girişten çekilen gücün ne kadarının çıkışa aktarıldığını gösterir. Online UPS’lerde çift dönüşüm nedeniyle verim Line-Interactive modellere göre biraz daha düşük olabilir; ancak yeni nesil tasarımlarda yük altı verimler oldukça yüksektir. Düşük verim, daha fazla ısı ve daha yüksek işletme maliyeti demektir. Bu nedenle kapasite seçerken yalnızca kVA değil, verim eğrilerini (yüke göre) de inceleyin.

Güç faktörü (PF), aktif gücün görünür güce oranıdır. Yüksek PF (0,9–0,99) daha iyi enerji kullanımı anlamına gelir ve UPS’in kVA başına daha fazla Watt verebilmesini sağlar. Harmonikler ise doğrultucu tabanlı yüklerde görülen dalga şekli bozulmalarıdır. Yüksek THD (Total Harmonic Distortion), kablolarda ve transformatörlerde ek ısıya ve kayıplara yol açabilir. UPS’in hem giriş hem çıkış tarafındaki harmonik performansını (ör. giriş akım THDi, çıkış gerilim THDv) değerlendirin; kritik tesislerde filtreleme ve uygun kablolama planlaması yapın.